Portekiz: Hayranlık Uyandıran Bir Ülke – İnsanlar, Sahiller, Kültür, Tarih

Portekiz: Hayranlık Uyandıran Bir Ülke – İnsanlar, Sahiller, Kültür, Tarih

Portekiz: Hayranlık Uyandıran Bir Ülke – İnsanlar, Sahiller, Kültür, Tarih

Havasıyla, insanıyla, sahilleriyle, kültürüyle ve tarihiyle sizi kendisine hayran bırakacak bir ülke

Atlas Okyanusu’na kıyısı olan Portekiz, Avrupa’nın güneyinde İspanya’ya komşu bir ülke. Fado (Portekiz Müziği), Fiesta (Eğlence) ve Futbol yani 3F’yi tam anlamıyla yaşayabileceğiniz bir ülke. Diğer Akdeniz ülkeleri gibi dikkat çekmese de Portekiz turistler için çekici bir yer. İlman iklimiyle ve sempatik insanlarıyla kendinizi güvende ve rahat hissedebileceğiniz bir yer. Hem tarih hem de deniz kültürüne ilgisi olan turistlere hitap eden bir ülke. Belki Akdeniz ülkesi olmasından dolayıdır ama Portekiz’de 5 gün kaldık ve bu süre boyunca kendimizi hem Türkiye’de gibi hissettik. Eğer tarih ve kültür turizmi için geldiyseniz bir rehber şart, eğer deniz turizmi için geldiyseniz rehbersiz de idare edebilirsiniz. Diğer Avrupa ülkelerine göre fiyatlar burada daha düşük. Yemekleri genelde Akdeniz kültürü olmakla beraber kendilerine has ve çok lezzetli poğaça ve tatlıları var. Gördüğünüz bir yerde bunları denemekten kaçınmayın. Sizlere Porto, Lizbon ve Sintra’yı tanıtacağım.

aylak-adam-seyahat-blog-castelo-de-são-jorge-şehri-ve-deniz-ve-köprüden-oluşan bir fotoğraf

Porto

Nehrin ikiye böldüğü diğer şehirler gibi Porto da Douro Nehri’nin kattığı güzellikten nasibini almış. Büyük bir endüstri şehri olmasına rağmen turistler için de bir cazibe merkezi. Şehrin en önemli gelir kaynaklarından birisi Porto şarabıdır. Douro Nehri’nin kenarında bulunan mahzende özel olarak üretilir bu sarap. Porto’da özellikle Ponte Dom Luis çevresinde başka yerlerde pek göremeyeceğiniz demir balkonlu Lizbon sarısı nostaljik evler görebilirsiniz. Eğer vaktiniz varsa ki bizim yoktu, teleferikle şarap evlerinin üstünden tepeye çıkın ve Porto’yu tepeden seyredin.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-görüntü-gösterir-douro-vadi-arasi-dağ-köprüler-geçiş-gösterir

Porto’da gezilecek yerler

Ribeira

Porto’nun merkezinde bulunan ve Douro Nehri boyunca uzanan tarihi bölge. Ortaçağ’dan kalma dar ve tarihi sokakları ve eski binalarıyla şehri keşfetmek için güzel bir başlangıç noktası. Porto’nun en güzel ve romantik bölgesi olan Ribeira’yı hem öğlen hem de akşam saatlerinde ziyaret edebilirsiniz. Sadece yayalara ayrılmış bu bölgede cafe, restoran, bar, eğlence merkezleri, sokak satıcıları ve fado müziğini bulabilirsiniz.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-tramvay-yolu-ve-binalar-dükkanlar-sokak

 

Ponte Dom Luis (Dom Luis Köprüsü)

Porto’nun ikonik yapıtlarından birisidir. 1886 yılından yapılan tarihi köprü 170 m uzunlukta ve 44m yükseklikte. Douro Nehri’nin üstünde bulunan demir köprünün üstüne çıktığınızda büyüleyici bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Renkli ve tarihi binaların Douro Nehri’nde bulunan sandallarla buluşması profesyonel fotoğrafçılar için güzel bir fırsat. Köprünün alt tarafı trafiğe açık üst tarafı ise sadece yayalara ve tramvaylara açık. Ribeira tarafından geldiğinizde köprüyü yürüyerek karşı tarafa geçtiğinizde Gaia bölgesine gelmiş oluyorsunuz. Gaia şarap fabrikalarıyla meşhur bir bölge. Zaten köprünün hemen kıyısında da şarap mahzenleri bulunuyor. İsteyenler Port Wine Cellars da mahzenleri ziyaret edebilir.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-bir-güzel-fotoğraf-gece-çekilmiş-porto-merkezinde

Igreja de São Francisco (São Francisco Kilisesi)

Ribeira’da bulunan bu kilise 15. yy’da gotik mimarisiyle yapılmıştır. 19.yy’ın başında içi Barok dönemine göre dizayn edilmiş kilise Porto’da en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Günümüzde ibadetten çok kültürel amaçlarla kullanılıyor ve ziyaretçilere açık.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-igreja-dos-clerigos-kilisesinin-güzel-dış-çekim-fotosu

Igreja dos Clérigos (Clérigos Kilisesi veya Kulesi)

Bu kilise 1750 yılında Barok mimarisiyle tasarlanmıştır. 76 metre yükseklikte olan kiliseyi içeriden görebilir ve tepeye çıkabilirsiniz. Burası Porto’yu en tepeden gören yer.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-resim-gösterir-tarihi-saat-kule-ve-tarihi-bina

Sé do Porto (Porto Katedrali)

1000 yıl önce inşa edilmiş bu katedral Portekiz’in en eski yapılarından biridir. Diğer birçok yapıda olduğu gibi katedral de Roma mimarisiyle başlanmış, 14.yy’da Gotik tarzı mimari ve 17.yy’da Barok mimarisi ile süslemeler eklenmiştir. Sato’yu andıran katedralde zamanında yağmalardan korunmak amacıyla gümüş malzemelerin hepsi alçıyla kaplanmış daha sonra tekrar açılmıştır.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-sé-do-porto-(porto-katedrali)-bir-güzel-resim

Igreja de Santo Ildefonso (İldenfonso Kilisesi)

Kilisenin tam yapılış tarihi bilinmiyor. Önceden şu an kilisenin bulunduğu yerde bir Sapel‘in olduğu biliniyor. Kaynaklarda ilk olarak 12.YY da Santa Alifon Sapel’i olarak geçiyor. 18. YY‘in başında güvenlik gerekçesiyle yıkılan Sapel’in yerine 1709 yılında şu anki kilisenin yapımına başlanmış ve 1739 yılında ibadete açılmıştır. Sonraki yıllarda birçok kez restorasyona uğrayan kilisenin bahçesinde 1996 yılında eski mezarlar keşfedildi. Tarihi bir binayı andıran kilisenin dış cephesi mermerden yapılmış üstüne ise mavi beyaz fayanslar eklenmiştir. Batalha meydanı‘nın yakınlarında bulunan kiliseyi çok sayıda turist ziyaret ediyor.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-kilisenin-resmi-igreja-desanto-ildefonso-harika-havadan-dışarıdan

Atlas Okyanusu kıyısında yürüyüş

Porto’ya uğradıysanız mutlaka yapmanız gereken şeylerden birisi de okyanus kıyısında bir yürüyüş. Tertemiz ve uzun bir sahili var. Hem gezip rahatlayabilirsiniz hem de denize girebilirsiniz. Sahil boyunca birinci sınıf kafeler mevcut. Kumsalda denizin ve güneşin tadını çıkarabilirsiniz.

aylak-adam-seyahat-blogu-portekiz-plaj-fotoğrafı-mavi-gökyüzü-mavi-deniz-atlantik-okyanusundan-görünüyor ]

 

Lizbon

Batı Avrupa’nın en eski ikinci şehri olarak bilinen Lizbon, Atina’dan sonra da Avrupa’nın en eski başkenti. Bizim de Portekiz’e gelme sebebimizdi. Lizbon Avrupa’nın en renkli şehirlerinden birisi. Roma ve İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuş bir şehir. Atlantik Okyanusuna kıyısı olan şehirden bir de Tajo Nehri geçiyor. Ünlü Kaşif Vasco Da Gama’nın da hayran olduğu şehir tarihi yapısını bugüne kadar koruyabilmiş. Lizbon’u gezebilmek için en az iki gününüzü ayırmanız gerekir.

Lizbon’da gezilecek yerler

Lizbon’a 45 dk mesafede Orta Cagdan kalma bir şehir. Portekiz‘in en romantik şehri olarak biliniyor. Yüksek tepeler arasında kurulmuş şehri 19. YY da temiz havasından dolayı Portekiz kralları dinlenme yeri olarak kullanıyorlardı. Bu şehirde gezilip görülmeye değer çok yer var ama biz vakit darlığından dolayı iki yere gittik onları da sizlerle paylaşacağım.

Lizbon’un bir ucundan diğer ucuna giden turistler için hazırlanmış tramvay. „Largo Martim Moniz“ duragında başlıyor ve „Campo Ourique (Prazeres)“ duragında bitiyor. Gidiş dönüş yaklaşık 1 saat sürüyor. 1900 lü yılların başından kalma tarihi tramvaylara daha sonra güçlü motorlar eklenmiş. Bu yolculuk sayesinde Lizbon’u tanımış oluyorsunuz. Yol boyunca birçok arşivlik manzarayla karşılaşıyorsunuz. Özellikle ani yakalamak isteyen fotoğrafçılar için çok uygun bir tur. Lizbon turunuza buradan başlamanızı tavsiye ederim. Çok yoğun günlerde 28 E hattının talepleri karşılayamadığı zaman 12 E hattı da turistler için alternatif olarak kullanılıyor.

Eléctrico 28 E

Lizbon’un bir ucundan diğer ucuna giden turistler için hazırlanmış tramvay. „Largo Martim Moniz“ duragında başlıyor ve „Campo Ourique (Prazeres)“ duragında bitiyor. Gidiş dönüş yaklaşık 1 saat sürüyor. 1900 lü yılların başından kalma tarihi tramvaylara daha sonra güçlü motorlar eklenmiş. Bu yolculuk sayesinde Lizbon’u tanımış oluyorsunuz. Yol boyunca birçok arşivlik manzarayla karşılaşıyorsunuz. Özellikle ani yakalamak isteyen fotoğrafçılar için çok uygun bir tur. Lizbon turunuza buradan başlamanızı tavsiye ederim. Çok yoğun günlerde 28 E hattının talepleri karşılayamadığı zaman 12 E hattı da turistler için alternatif olarak kullanılıyor.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-aylak-adamın-eléctrico-28e-den-bakarken-çekilmiş-güzel-bir-fotoğrafı

Elevatör Santa Justa (Santa Justa Asansörü)

1902 yılında yapılmış olan asansör şehrin tam merkezinde bulunuyor. Şehrin en eski asansörü olan yapı 2 yılda tamamlanmış. Asansörle yukarı çıkıp 45 m yükseklikten şehri kuşbakışı seyredebilirsiniz.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-kafenin-bir-kuşbakışından-bir-foto

 

Torre de Belem (Belem Kulesi)

Belem bölgesinde bulunan bu kule aynı zamanda şehrin sembolüdür. 1519 yılında şehri savunmak amacıyla yapılmıştır. Tajo Nehri‘nin kenarında küçük bir adacık üzerinde bulunmaktadır. Kule tamamen kireç taşından yapılmış. Burada da dileyenler kule’nin tepesine çıkıp Belem bölgesini seyredebilir.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-torre-de-belem-gece-fotoğraf

Mosteiro dos Jerónimo (Jeronimos Manastırı)

Belem bölgesinde bulunan bu görkemli manastır Manueline mimarisinin en önemli eseri olarak gösteriliyor. Manastırda ayrıca Gotik ve Arap mimarisine dair izler bulabilirsiniz. Manastırın yapımı 26 yıl sürmüş ve 1521‘de tamamlanmıştır. 300 m uzunluğuyla ve görkemli yapısıyla turistlerin uğrak yerlerinden. Ayrıca ünlü kaşif Vasco Da Gama‘nın da mezarı bu manastırda bulunmaktadır.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-mosteiro-dos-jerónimos-manastır-(1495)ına-ait-dışardan-çekilmiş-güzel-bir-resim

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-den-mosteiro-dos-jerónimos- manastır-(1495)a-ait-güzel-bir-resim

Pasteis de Belem (Belem pastanesi)

Belem bölgesinde manastır yakınlarında bulunan bu pastane Lizbon’un en meşhur pastanesi. 1837 yılında açılmış ve efsaneleşmiş “Pastel De Nata” tatlısı ile her turistin mutlaka uğradığı yer. Siz de eğer Lizbon’a gidip burada bu tatlıdan yemediyseniz çok şey kaçırdınız demektir. İçerisi sürekli dolu olduğundan 10 dakika bekleme süresini de hesaba katmalısınız.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-pasteis-de-belemin-önünden-insanların-olduğu-bir-resim

Castelo de São Jorge (Sao Jorge Kalesi)

Şehirde bulunan en eski kalelerden birisi. Alfama bölgesinin tam tepesinde bulunan kale Fas’lilar veya daha doğrusu Morolar döneminde yapılmış. Daha sonra Romalılar ve Vizigotlar tarafından ele geçirilmiş. Şehri tepeden gördüğü için Lizbon manzarasını ve Tajo Nehri’ni buradan seyredebilirsiniz. 6000 m² alan üzerine inşa edilen kalenin içinde 17. YY‘da bir de zindan mevcuttu. Ziyaretçilere açık olan kale zaman zaman film çekimleri için de kullanılıyor.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-güzel-bir-dış-çekim-foto-castelo-de-são-jorge

Baixa Bölgesi

Lizbon’un merkezinde bulunan ve alışveriş yapabileceğiniz yer. Hem modern hem de butik dükkânlarıyla turistlere hitap ediyor. Burada alışveriş yapabilir, sonrasında sayısız restoran, bar veya kafelerde dinlenebilirsiniz.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-güzel-resim-cidade-baixa-square

Estadio de Luz

Benfica Lissabon‘un stadyumu. Futbol severlerin uğrayabileceği bir mekan. Stad ziyaretçilere açık. Stadın içine girip stadyumu gezebiliyorsunuz. Benfica‘nın sembolü aynı BJK’de olduğu gibi bir kartal. Maçlardan önce kartal stadyum etrafında birkaç tur atıyor, sonra da sahanın tam ortasına iniyor. Sonra da tribünler kopuyor. Biz oradayken kartalı da görme fırsatımız oldu. Kartaldan iki tane varmış, biz oradayken birisi egitimdeydi. Stadın girişinde sahada kalp krizi geçirip ölen Miklos Feher’in heykeli bulunuyor.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-4-atkılı-arkadaş-de-lúza-şehrinde-çekilmiş-güzel-bir-resm

Lizbon Merkez Camii (Mesquita Central de Lisboa)

Lizbon’da bulunan birçok müslüman ülkenin katkılarıyla yapılan cami. Geniş bir alan üzerine kurulu caminin içi de temiz ve ferah. Ibadete açık olan camide ibadetinizi yapabilirsiniz. İçerisi aynı anda 2000 kişinin ibadet edebileceği şekilde inşa edilmiş. Biz camideyken agirlikli olarak Afrikalı müslümanlar vardı.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-resmi-modern-yeşil kubbeli-cami

Sintra

Lizbon’a 45 dk mesafede Orta Cagdan kalma bir şehir. Portekiz‘in en romantik şehri olarak biliniyor. Yüksek tepeler arasında kurulmuş şehri 19. YY da temiz havasından dolayı Portekiz kralları dinlenme yeri olarak kullanıyorlardı. Bu şehirde gezilip görülmeye değer çok yer var ama biz vakit darlığından dolayı iki yere gittik onları da sizlerle paylaşacağım.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-sağda-tarihi-sarı-bina-solda-yeşil-dağ-görülmekte

Sintra’da gezilecek yerler

Palacio Nacional de Pena (Pena Sarayı)

Sintra’nın sembolü de olan bu saray ormanlık bir alanda şehrin tam tepesinde bulunuyor. Bir yere kadar arabayla gidip oraya park ediyorsunuz ondan sonra özel araçlarla sizi kalenin içine kadar götürüyorlar. Kale o kadar yüksege yapılmış ki, temiz havalarda 30 km mesafedeki Lizbon’u görebiliyorsunuz. Önceden burada bir şapel ve manastır varmış, 1755 Lizbon depreminden sonra tamamen kullanılamaz hale gelmiş ve sonrasında bu kale inşa edilmiş. Rengarenk olan bu kaleyi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-palacio-nacional-de-pena-ait-çok-güzel-bir-resmi

Cabo da Roca

Avrupa kara kıtasının bittiği yer. Sintra’dan yaklaşık yarım saat mesafede. Burdan sonra ucu bucagı olmayan okyanus başlıyor. Okyanusun kıyıya çarpan dalgalarını seyredip fotoğraf çekinebilirsiniz. Hemen yanınızda bir de deniz feneri var, içerideki müzeden de buraya geldiğinize dair bir sertifika alabilirsiniz ☺. Ayrıca otobüs durağının yanındaki kafede dalgalar eşliğinde bir şeyler içebilirsiniz.

aylak-adam-seyahat-blog-portekiz-foto-deniz-kule-dağ-ve-güzel-deniz-manzaralı

Sonuç

Portekiz havasıyla ve kültürüyle size kendinizi Türkiye’de hissettirecek bir ülke. Türkleri de seviyorlar. Bu açıdan biz hiç yabancılık çekmedik. Hem güzel bir tatil yapmak hem de Akdeniz mutfağını tatmak istiyorsanız Portekiz sizin için ideal bir yer. Portekiz’de olmazsa olmazlar Fado müziği ve Porto‘da bulunan “Majestic” Cafeyi ziyaret. Yıl boyunca genellikle sıcak bir hava olduğu için denize girme fırsatınız da olur. Kısacası, Portekiz güzel insanların bulunduğu güzel bir ülke.

Gezimden kareler

Bu Blogu paylaş

Merhaba, ben Aylak Adam

Seyahat etmek benim en büyük tutkum! Yeni kültürler keşfetmek, insanlarla tanışmak ve onların hikayelerini dinlemek benim için bir mutluluk kaynağı. Seyahat blogumda seni heyecan dolu maceralarıma davet ediyor, ilginç karşılaşmaları paylaşıyorum. Sürükleyici seyahat deneyimlerimde kendini kaybederek hikayelerimden ilham alabilirsin. Birlikte gezip gördüklerimizi keşfederken keyifli anlara tanık olalım!

Beni instagram´da takip et

Gezi değerlendirmem

Yeme ve İçme
★★★★

Konaklama
★★★★

Aktiviteler
★★★★★

Ulaşım
★★★★★

Yorum bırak

Bu muhteşem bir seyahat ülkesi – orada daha önce tatil yaptın mı? Hangi şehirleri ve yerleri ziyaret ettin? Benimle bu blog yazısının yorumlarında deneyimlerini ve ipuçlarını paylaşırsan çok sevinirim. Mükemmel bir seyahat için ek önerilerin var mı? Deneyimlerin ve ipuçların benim için çok değerli!

En son eklenen gezilerim

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Tuna Nehrinin iki böldüğü şehirde bir yakasında bulunan "Budin" ve diğer yakasında bulunan "Peste"nin birleşmesiyle oluşmuştur. Barok ve Gotik mimarisinin süslediği Budapeste’te Osmanlı'ya ait esintiler de bulacaksınız. Bir yanda Rönesans tan kalma binaları gezerken...

Beni takip et

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Tuna Nehrinin iki böldüğü şehirde bir yakasında bulunan “Budin” ve diğer yakasında bulunan “Peste“nin birleşmesiyle oluşmuştur.

Barok ve Gotik mimarisinin süslediği Budapeste’te Osmanlı’ya ait esintiler de bulacaksınız. Bir yanda Rönesans tan kalma binaları gezerken diğer yanda yüksek binaları görebilirsiniz. Bosuna “Perl Of Danube” (Tuna’nın incisi) denmiyor buraya. Yeri gelmişken özellikle belirtmek istiyorum, gittiğim birçok şehirde dikkatimi çekti. Bir şehrin ortasından nehir geçiyorsa, o şehir mutlaka güzel bir şehirdir. Müthiş bir güzellik katıyor şehirlere. Şehir boyunca Avusturya-Macar İmparatorluğuna ait yapılar ve pırıltılı güzellik dikkatimizi çekiyor. Söz buralardan açılmışken, sizlerle hiçbir yerde bulamayacağınız, kitaplarda yazmayan, üniversitelerde karşınıza çıkmayan bir bilgiyi paylaşmak istiyorum: “Tarih boyunca Osmanlı’yı sırtından vurmayan tek millet Macar’lardır”. Osmanlı’dan kalan kahve ve hamam kültürü de halen devam etmekte. Gittiğimiz her yerde Türk olduğumuzu söyleyince halk tarafından sevgiyle karşılandık. Türklere burada çok büyük saygı ve sevgi var.

aylak-adam-seyahat-blog-macaristan-budapeşte-güzel-fotoğraf-budapeşte-ve-tuna

 

Budapeste’de gezilecek yerler

 

Tuna Panorama (Gellert Tepesi)

Budin tarafında olan bu tepeye çıktığınızda muhteşem bir manzara göreceksiniz. 800 yıl önce kurulmuş, yangınlar, depremler, işgaller ve dünya savaşı görmüş olmasına rağmen bütün güzelliğiyle ve ihtişamıyla duran bir şehir. Tepedeyken Orta Çağ’dan kalma bir şehir olduğunu daha iyi görüyorsunuz.

aylak-adam-seyahat-blog-Macaristan-budapeşte-güzel-fotoğraf-tuna-ve-tarihi-binalar

Parlamento binası

İhtişamı ve bağımsızlığı göstermesi amacıyla 19. yüzyılın sonunda yapılmış muazzam bir yapı. Binanın yapısında 1 milyona yakın değerli taş, altın ve kırmızı kullanılmış. Dünyanın en büyük 3. Parlamento binası. İçinde 700’e yakın oda bulunuyor. Gündüzleri de güzel bir görüntüsü var ama akşamı ışıklandırmayla beraber ayrı bir ihtişama kavuşuyor.

aylak-adam-seyahat-blog-macaristan-budapeşte-güzel-bir-foto-tarihi-parlamento-binası-ve-tuna-nehrinin

 

 

Tuna Tekne Turu

Her şehirde olduğu gibi burada da 1.5 saatlik bir nehir turu yapın. Birçok yerden tekneler kalkıyor. İçeride de Türkçe çevirisi olan kulaklıklar veriyorlar. Budin ve Peste’nin tarihini adım adım mutlaka dinleyin.

aylak-adam-seyahat-blog-Macaristan-budapeşte-güzel-fotoğraf-ile-tuna-gezisinden-üç-arkadaş-

 

Szechenyi Köprüsü

Budapeste’nin ilk ve en eski köprüsü. İki şehri birbirine bağlamak ve ulaşımı sağlamak amacıyla yapılmıştır. Zincirli köprü de deniyor. Aynı zamanda Avrupa’nın en uzun asma köprüsü. Köprünün girişinde şehri koruduklarını simgeleyen iki tane aslan heykeli de bulunmakta.

aylak-adam-seyahat-blog-Macaristan-budapest-anahtarlar-tuna-üstünde-tarihi-köprü-üzerinde-asılı

aylak-adam-seyahat-blog-Macaristan-budapeşte-bir-foto-tarihi-tuna-üstü-köprü-fotoğrafı

 

 

St. Stephan Bazilikası

Macaristan’da birçok kilise var ama hiçbiri Peste yakasında bulunan bu bazilika kadar görkemli değil. İçerisinde yaklaşık 10.000 insanın aynı anda bulunabileceği bir şekilde yapılmıştır. Yapımı yaklaşık 55 yıl sürdü.

aylak-adam-seyahat-blog-macaristan-budapest-tarihi-binanın-bulutlu-bir-havada-geçilmiş-güzel-bir-fotoğrafı

 

Andrassy Ut

Budapeste’nin “Sanzelize’si” olarak da bilinir. Meşhur alışveriş mekânlarının ve cafelerin olduğu cadde. Şehrin en ilgi çekici yeri diyebiliriz. Geçmişe ait her dönemi simgeleyen binalar bulabilirsiniz. Burada hem alışveriş yapabilir hem de tarihi bir gezinti yapabilirsiniz.

 

 

Kıyı’da bulunan Yahudi anıtı

Bu yeri birçok kimse bilmez. Tuna Nehri’nin doğu yakasında bulunan bu anıtta sembolik olarak metalden ayakkabılar yapılmış ve kıyıya monte edilmiş. Özellikle 2. Dünya Savaşı esnasında Tuna Nehri kıyısında öldürülen Yahudi Macarları için yapımış bir anıt. Biraz mütevazi bir yapıt, ilk bakışta ne olduğunu anlayamayabilirsiniz. Zaten herhangi bir açıklama da yapılmamış. Bilinçli bir şekilde giderseniz bir anlam kazanır.

aylak-adam-seyahat-blog-Macaristan-budapest-foto-yahudi-anıtından  

Estergon Kalesi

Budapest’e kadar gitmişken Estergon kalesini de ziyaret edin. Viyanayı alamadığımız için Osmanlı’nın en batıdaki kalesi Estergon kalesi. Budapest’e 60 km mesafede. 1543 yılında Kanuni tarafından alınmış, 1863 yılında 2. Viyana yenilgisi sonrasında Osmanlı yönetiminden çıkmıştır.

aylak-adam-seyahat-blog-Macaristan-budapest-fotoğraf-estergon-kalesinin-alt-kısmından-alındı

 

Budapeşte’de Osmanlı izleri

 

En önemlisi Gül Baba Türbesi ve Caddesi

Budin’i fethetmek için gelen ve daha sonra 10 yıl Budapeste’de yaşayıp vefat eden Gül Baba’nın cenazesine yaklaşık 150.000 insan katılmıştır. Macar halkı tarafından çok sevilen bir dervişti. Türbenin içerisinde tabutu bulunuyor. Bir başka eser de Abdullah Abdi Paşa’nın mezarı. Osmanlı’nın Viyana yenilgisi sonrasında Budin’in düşmemesi için mücadele etmiş ve bu mücadelede şehit düşmüştür. Macar halkı da bu kahramanlığından dolayı kendisi için bir mezar yaptırmış ve üzerine de Osmanca ve Macarca şu ifadeleri yazdırmış: “145 yıllık Türk egemenliğinin son Budin Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun!” yazılıdır. Osmanlı’ya ait bir de Akıncılar mezarlığı bulunmakta. Budapeste’nin Buda kısmında bir de Atatürk ve Türk (Török Utca) caddeleri bulunuyor. Budapeste’de bir de 480 mezara sahip Türk Şehitliği var. Son olarak, Macar Ulusal Müzesi’nde Mohaç Meydan Muharebesi’ni anlatan Osmanlı bölümü var. Osmanlı’ya ait eserleri ve yerleri uzun uzun gezmiştik, ama 7 yıl geçtiği için detaylarını tam hatırlayamadı, hatırladıklarımı paylaştım.

aylak-adam-seyahat-blog-macaristan-budapest-bir-adam-görüntüsü-gül-yan-baba-anıtı

Gezimden kareler

Bu Blogu paylaş

Merhaba, ben Aylak Adam

Seyahat etmek benim en büyük tutkum! Yeni kültürler keşfetmek, insanlarla tanışmak ve onların hikayelerini dinlemek benim için bir mutluluk kaynağı. Seyahat blogumda seni heyecan dolu maceralarıma davet ediyor, ilginç karşılaşmaları paylaşıyorum. Sürükleyici seyahat deneyimlerimde kendini kaybederek hikayelerimden ilham alabilirsin. Birlikte gezip gördüklerimizi keşfederken keyifli anlara tanık olalım!

Beni instagram´da takip et

Gezi değerlendirmem

Yeme ve İçme
★★★★

Konaklama
★★★★

Aktiviteler
★★★★★

Ulaşım
★★★★★

Yorum bırak

Bu muhteşem bir seyahat ülkesi – orada daha önce tatil yaptın mı? Hangi şehirleri ve yerleri ziyaret ettin? Benimle bu blog yazısının yorumlarında deneyimlerini ve ipuçlarını paylaşırsan çok sevinirim. Mükemmel bir seyahat için ek önerilerin var mı? Deneyimlerin ve ipuçların benim için çok değerli!

En son eklenen gezilerim

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Tuna Nehrinin iki böldüğü şehirde bir yakasında bulunan "Budin" ve diğer yakasında bulunan "Peste"nin birleşmesiyle oluşmuştur. Barok ve Gotik mimarisinin süslediği Budapeste’te Osmanlı'ya ait esintiler de bulacaksınız. Bir yanda Rönesans tan kalma binaları gezerken...

Beni takip et

Lüksemburg’un Etkileyici Başkenti: Tarih, Doğa ve Modernlik Arasında Bir Gezinti

Lüksemburg’un Etkileyici Başkenti: Tarih, Doğa ve Modernlik Arasında Bir Gezinti

Lüksemburg’un Etkileyici Başkenti: Tarih, Doğa ve Modernlik Arasında Bir Gezinti

Almanya, Fransa ve Belçika arasında kalmış küçük bir ülke

Biz aynı isme sahip başkente gittik. Alzette ve Petruss Nehirleri üzerine kurulu şehir surlarla çevrili. 1000 yıl önce işgalden korunmak amacıyla şehri çevreleyen surlar hâlâ duruyor. Şehir benim gördüğüm en düzenli şehirlerden birisi. Özellikle eski şehirde bulunan yapılar, parklar, bahçelerin uyumu ve düzeni sanki çetvelle çizilmiş gibi. Başka hiçbir şehirde eski kalelerin modern ve çağdaş mimariyle bu denli ahenk içinde buluştuğunu göremezsiniz. Köklerine bağlı kalmış modern bir şehir diyebiliriz.

Küçük olmasına rağmen yemyeşil vadileri ve dolambaçlı nehirleri ile gözünüze ve ruhunuza hitap edecek. Avrupa’da önemli bir yere sahip burası. Hem kurucu ülkelerden birisi hem de Avrupa Mahkemesi, Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa Yatırım Bankası burada bulunmaktadır. Şehri simgeleyen Surlarda askeri mimarisini görebilirsiniz. Şehir kurulduğu günden itibaren birçok kez el değiştirmiştir. Bu yüzden de surlarda İtalyan, İspanyol, Belçika, Fransız, Avusturya, Hollanda ve Prusya mühendislerinin izlerini görebilirsiniz. Bu güzellikleri görebilmek için arabayla günübirlik bir gezi düzenledik…

aylak-adam-seyahat-blog-lüksemburg-şehir-kuşbakışı-binalar-yeşil-ağaçlar-dağlar

Lüksemburg’da görülecek yerler

 

Adolphe köprüsü

Yeni köprü olarak da bilinen yapı 1899-1903 yılları arasında Grandük Adolph tarafından Fransız mühendis Paul Séjourné’nin çizimine göre yapılmıştır. Yapıldığı yılda dünyanın en büyük taş kemer köprüsüydü. Petruss Nehri üzerinde bulunan köprü 153 m yükseklik ve 17 m genişliğe sahiptir. Güzel bir manzaraya sahip olduğu için turistlerin mutlaka uğradığı bir yerdir.

aylak-adam-seyahat-blog-luxembourg-iki-insan-dağlar-yeşil-ağaçlar-köprü

 

 Bock Casemates

Şehri korumak için 18. YY’da inşa edilen bir nevi yer altı labirenti diyebiliriz. Kayalıklar içine oyulan tünellerle şehir düşmanlardan korunmuş. 40 km uzunluğunda olan tünel 40 m de derine inebiliyor. Yeraltında bulunan geçişler merdivenlerle kat kat inşa edilmiş. Lüksemburg’un yer altında bir dünya daha var diyebiliriz aslında. İçi geniş ve düzenli inşa edilmiş, 2. Dünya Savaşı sırasında burada 35.000 insan saklanmıştır. Şu an Tünelin 23 km’si kullanılır halde. Girişte tanıtıcı bir video ve çıkışta da bir müze bulunuyor.

aylak-adam- seyahat blogu- lüksemburg- kova-kazamatları

 

 Palais Grand Ducal (Büyük Dük Sarayı)

Grandük ailesinin ikamet yeri bu saray. 19. YY’da ihtiyaç duyulduğu için Saraya çevrilmştir bu bina. Daha önce Belediye Sarayı olarak kullanılıyordu. Belediye binası olarak yapımına 16. YY’da başlanmıştır. Bugünlerde hâlâ Grandük Ailesi tarafından kullanılıyor. Ülkeye gelen diğer Devletlerin Başkanları burada ağırlanıyor. Salonun içi süslü duvar halıları, alçı tavanlar, resimler ve değerli mobilyalarla dolu. Temmuz’un ortasından Eylül’ün başına kadar ziyaretcilere açılıyor saray. Şehrin tam merkezinde bulunan Sarayı gördükten sonra hemen karşısında bulunan çikolata dükkanında sıcak çikolata içmenizi ve hediyelik çikolata almanızı tavsiye ederim.

aylak-adam-seyahat-blog- lüksemburg- grand-ducal-saray

 

 

Yeni Şehir

Adolph köprüsünden geçtikten sonra çağ değişiyor. Tarihi şehirden çıkıp modern bir şehire geliyorsunuz. Burada da bir gezinti yapabilir, cafe ve restoranlarda dinlenebilirsiniz. Burada ayrıca dünyanın en büyük firmalarının bulunduğu alışveriş merkezleri de var.

aylak-adam-seyahat-blog-lüksemburg-şehir-merkez-insan-yürüyüş

 

Sonuç

Lüksemburg’a sadece günübirlik gidebilmistik. Gitmek isteyenlere iki gün ayırmalarını tavsiye ederim. Bizim gidemediğimiz fakat görülmeye değer müzeler de var Lüksemburg’da. Önceden bilgilenirseniz rehber eşliğinde gezmenize gerek kalmaz. Büyük Avrupa devletleri arasında kalmış küçük bir orta çağ ülkesi görmek istiyorsanız Lüksemburg’a uğrayabilirsiniz.

 

 

Gezimden kareler

Bu Blogu paylaş

Merhaba, ben Aylak Adam

Seyahat etmek benim en büyük tutkum! Yeni kültürler keşfetmek, insanlarla tanışmak ve onların hikayelerini dinlemek benim için bir mutluluk kaynağı. Seyahat blogumda seni heyecan dolu maceralarıma davet ediyor, ilginç karşılaşmaları paylaşıyorum. Sürükleyici seyahat deneyimlerimde kendini kaybederek hikayelerimden ilham alabilirsin. Birlikte gezip gördüklerimizi keşfederken keyifli anlara tanık olalım!

Beni instagram´da takip et

Gezi değerlendirmem

Yeme ve İçme
★★★★

Konaklama
★★★★

Aktiviteler
★★★★★

Ulaşım
★★★★★

Yorum bırak

Bu muhteşem bir seyahat ülkesi – orada daha önce tatil yaptın mı? Hangi şehirleri ve yerleri ziyaret ettin? Benimle bu blog yazısının yorumlarında deneyimlerini ve ipuçlarını paylaşırsan çok sevinirim. Mükemmel bir seyahat için ek önerilerin var mı? Deneyimlerin ve ipuçların benim için çok değerli!

En son eklenen gezilerim

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Tuna Nehrinin iki böldüğü şehirde bir yakasında bulunan "Budin" ve diğer yakasında bulunan "Peste"nin birleşmesiyle oluşmuştur. Barok ve Gotik mimarisinin süslediği Budapeste’te Osmanlı'ya ait esintiler de bulacaksınız. Bir yanda Rönesans tan kalma binaları gezerken...

Beni takip et

Lübnan’ın Eşsiz Başkenti Beyrut: Tarih, Kültür ve Lüksün Buluştuğu Şehir

Lübnan’ın Eşsiz Başkenti Beyrut: Tarih, Kültür ve Lüksün Buluştuğu Şehir

Lübnan’ın Eşsiz Başkenti Beyrut: Tarih, Kültür ve Lüksün Buluştuğu Şehir

Ortadoğunun Paris’i Lübnan’ın başkenti

Ortadoğunun Paris’i  Lübnan’ın başkenti. Taş devrinden bugüne kadar Mısır, Fenike, Asur, Yunan, Türk, Roma, Bizans, Arap, Fransız ve daha nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim şehir. 5000 yıllık geçmişiyle size kültür anlamında çok şey vaat edecek. Fransız ve oryantal kültürünün karışımı bulacaksınız burada. Sadece kültür değil doğa alanında da gözünüze ve gönlünüze hitap ediyor. Akdeniz, şehri resmen içine alıp bir tablo gibi çerçevelemiş. Doğu ile batının birleştiği fakat batıya ilginin daha fazla olduğu bir yer. Şehirde son derece lüks restaurant, café, bar ve eğlence mekanları bulunuyor.

aylak-adam-seyahat-blog-lübnan-beyrut-uçak-bütün-şehir-deniz-gökdelenler

Etnik durum

Birçok mezhebe ve dine ait motifler bulabilirsiniz burada. Halkın %59’u Müslüman, %39’u Hristiyan, %2’si de Yahudi. Burada bir anlamda her şey iç içe geçmiş. Sünni, Katolik, Ortodoks, Dürzi, Şii, Ermeni, Yunan, Kıpti, Keldani ve Süryaniler birlikte yaşıyor. O kadar karışık ki parlamentoda bile oturumlar 3 dilde yapılıyor: Arapça, Fransızca ve İngilizce.

İç savaş

Şu an her şey sakin gibi gözüküyor fakat bu şehirde 16 yıl boyunca (1975-1990) iç savaş yaşanmış. Doğal olarak şehrin birçok yerlerinde de savaşa ait izlere rastlamak mümkün. Savaşın da ne kadar karmaşık ve kompleks olduğunu merak ediyorsanız Vikipedi “Lübnan iç savaşı” araması yapabilirsiniz. Savaşta Lübnanlı güçler, İsrailli güçler, Amerika, Birleşmiş Milletler, Filistin örgütü, Hizbullah, İran güçleri, Suriye, Fransa ve küçük militan gruplar var. Savaş o kadar karışık ki bazen cepheler saf değiştiriyordu. Yani bir gün Lübnan Cephesinde Fransızlarla savaşırken diğer gün Filistin güçleriyle beraber Lübnan Cephesine karşı savaşıyorsun. Mezhep çatışması olarak algılansa da bu savaş mezhep çatışmasından çok daha fazlasıydı. Burada küçük bir cehennem yaşandı, canlı bombalar, katliamlar, toplu ölümler, intiharlar, soykırım, adam kaçırmalar vs. Yani insan hakları ihlalleri adına her şey burada yaşandı.

Beyrut’un dönüşümü

Fakat Beyrut savaştan sonra hızla gelişmiş ve modern batılı bir şehir olmuş. Şehir yaralarını çabuk sarmış. Tam bir turist şehri olmuş. Beyrut artık sahilleri, cafeleri ve gece kulüpleriyle meşhur. Özellikle Hamra caddesinde gezerken kendinizi Avrupa’nın başkentlerinden birinde geziyor gibi hissedebilirsiniz. Sahil kenarlarında (Corniche) son derece pahalı ve lüks villalar bulunuyor. Özellikle Arap şeyhlerinin yatırım yaptığı yerlerden birisi. Bunun dışında Fransızların da Beyrut’ta yatırıma büyük ilgisi var. Beyrut limanında da başka yerlerde çok nadir görebileceğiniz lüks yatlar bulunuyor. Daha detaylı bilgileri aşağıda gezilecek yerleri tanıtırken vereceğim. Biz 4 günlük bir gezi yapmıştık, size de 3-4 gün ayırmanızı tavsiye ederim.

Lübnan ilk etapta sizin için gezilecek yerler listesinde olmasa da Beirut’u gördükten sonra fikriniz değişebilir 🙂

Beyrut’ta gezilecek yerler

 

Hamra Caddesi

Şehrin en meşhur ve önemli caddesi. Caddede çok sayıda otel, dükkan, alışveriş merkezleri, café ve öğrenci yurtları bulunuyor. Özellikle turistler için hem gezilecek hem de alışveriş yapılacak bir yer. 1975’e kadar Arap dünyasının alışveriş merkeziydi bu cadde. İç savaşın başlamasıyla beraber doğal olarak gözden düştü. Özellikle Lübnan kültürüne ait mutfak lezzetlerini tadabileceğiniz bir yer. Beirut’ta bulunan diğer alışveriş caddelerinde genelde yeni restoran ve fast food zincirleri bulunuyor.

aylak-adam-seyahat-bloğu-lebanon-beirut-soğuk-içecekler

 

Pigeon Rocks-Güvercin Kayalıkları

Şehrin sembolü diyebiliriz. Merkezde sahilin batı yakasında bulunuyor. Denizin ortasında bulunan büyük kayalıklar. Beirut’a gelen herkesin uğrayıp fotoğraf çekindiği yer. Londra’daki kırmızı telefon kulübesi gibi 🙂 Hemen yanında Bay Rock ve bir tane daha cafe bulunuyor. Cafelerden birinde oturup nargile eşliğinde güneşin batısını izleyebilirsiniz. Nargile demişken ülkede doğal olarak bir nargile kültürü var. Her cafede, restoranta, büfede nargile satılıyor. Fast food yediğiniz yerlerde bile yemekten hemen sonar nargile geliyor. Yalnız ben nargilenin kalitesini beğenmedim. Kayalıklara dikkatli bakarsanız savaştan kalma mermi ve top izleri de var. Kim neden kayalıklara ateş eder onu da anlamadım. Beyrut’ta ilk durağınız burası olabilir.

aylak-adam-seyahat-blog-lübnan-beyrut-mavi-deniz-gökyüzü-gülümseme

 

Zaitunay Bay

Beyrut’un marinası. Etrafında yürüyüş parkuru ve fast food dükkanlarının olduğu liman. Limanda son derece lüks yatlar göreceksiniz. Etrafında bulunan cafeler de birinci sınıf güzel cafeler. Burada yeni Beyrut’u görebilirsiniz. Sadece burayı ziyaret etmiş olsanız, Beyrut’ta 16 yıl iç savaş yaşandığına inanmazsınız. Liman’ın hemen karşısında lüks apartmanlar dikilmiş, terasları limana bakıyor. Fiyatlarını sormuştuk, ortalama 300 metrekare yerler 1.5 milyon Eurodan başlıyor 4 milyon Euroya kadar çıkıyor. Bu dairelerin sahipleri de genellikle Arap şeyhleri ve Fransızlar. Dinlenip yürüyüş yapmak için güzel bir yer.

aylak-adam-seyahat-bloğu-lübnan-beyrut-yat-limanı

 

Beirut souks

Beyrut’un modern alışveriş caddesi. Burada geleneksel Arap kültürüne dair birşey bulamazsınız. Baharat kokulu dükkanlar falan hayal ediyorsanız yanılırsınız. Son derece pahalı markalar, turistler, cafeler, oyun alanları bulunuyor. Alışveriş tutkunuz varsa maddi durumunuz da iyiyse uğrayabileceğiniz bir yer. Biz biraz gezip bir cafede birşeyler içmiştik.

aylak-adam-seyahat-bloğu-lebanon-beyrut-hamra-esquar

 

Monot Caddesi

Beyrut’un gece hayatının attığı yer burası. Doğu tarafında Hıristiyan yerleşim yerinde kalıyor. Yalnız buraya çok büyük bir beklentiyle gelmeyin. Avrupa’daki gibi caddeler cıvıl cıvıl dans eden eğlenen insanlar görmeyeceksiniz. Bütün kulüpler kapalı alanda. Eğer yerlerini bilmiyorsanız sadece caddeyi geziyorsanız ne kadar sıkıcı bir cadde diyebilirsiniz. Bizim gördüğümüz kadarıyla Beyrut’ta eğlence ve gece hayatı hep kıyıda köşede saklı yerlerde gibiydi. Monot caddesinde de herhangi bir hareket, ışıltı, cancan yoktu. Biz biraz daha fazlasını beklemiştik.

aylak-adam-seyahat-blog-lübnan-beyrut-eğlenen-tavla-oynayan-iki-adam

National Museum of Beirut

Lübnan tarihine ait arkeolojik bulguların olduğu müze. Müzede yaklaşık 100.000 parça tarihi bulgu bulunuyor. Tunç çağı, demir çağı, Helenistik dönem, Roma dönemi ve Bizans dönemine ait lahit, mozaik, mücevher, seramik ve silahlar mevcut. Beyrut Ulusal Müzesi dünyadaki en büyük müzelerden birisi. Müze El yafı ve Şam caddesinin birleştiği yerde bulunuyor. İç savaş zamanında tam iki cephe arasında kaldığı için müze çok büyük hasar gördü. Girişte şöyle bir yazı yazıyordu “bu müze savaşın sadece tanığı değil aynı zamanda maduruydu“. Savaş sırasında eserler zarar gördüğü için müzeyi boşaltıp eserleri bodrum kata saklamışlar. Kaldırılamayacak derecede büyük duvarları da kum torbalarıyla korumaya çalışmışlar. Militanların bir kısmı burayı bir kışla gibi kullandığından dolayı çokça ateş edilmiş binaya. 1991’de savaş bittiğinde bina kullanılamayacak haldeydi. 1995-2000 yılları arasında tekrar onarıldı ve şu anda ziyaretçilere açık.

aylak-adam-seyahat-bloğu-lübnan-beyrut-müzede

 

Place des Martyrs-Şehitler Meydanı

Doğu ile batı Beirut’u birleştiren meydan. Meydanın ortasında Martyrs Anıtı bulunuyor. Bu anıt İtalyan Heykeltraş Marino Mazzacuratı’nın eseridir. Anıt ilk olarak 1916 yılında Osmanlı himayesindeyken Cemal Paşa tarafından asılan Lübnanlı milliyetçiler anısına yapılmıştır. Anıt iç savaş sırasında da zarar görmüştür. Anıtın birçok yer delik deşik olmuş. Anıt hem Osmanlı döneminde asılan milliyetçileri hem de iç savaşı hatırlatıyor. Biraz ilerisinde görülmeye değer Muhammed El Emin camii bulunuyor.

aylak-adam-seyahat-blog-lübnan-beyrut-anıtı-cami-dört minare

Roman Bath

Eski bir Roma hamamının bulunduğu arkeolojik alan. Kazı açık alanda bulunmakta ve gece gündüz görülebilir vaziyette. Martyrs anıtına yakın bir yerde, arkeolojiye ilginiz varsa geçerken bakabilirsiniz.

aylak-adam-seyahat-blog-lebanon-beirut-yeni-inşa-eski-köprü

 

Downtown

Beyrut’ta bulunan modern caddelerden birisi. Cadde üzerinde alışveriş merkezleri, Al Ömer Cami, kiliseler, sinagoglar ve parlamento binası bulunuyor. Caddenin tam ortasında sokakların kesiştiği yerde bir saat kulesi bulunuyor. O saat kulesi Abdülhamit’in tahta çıkması anısına yapılmış (bununla ilgili saat kulesinin Abdülhamit tarafından yapıldığını söyleyen de var, Osmanlıdan sonra yapıldığını söyleyen de var). Saat kulesi savaş zamanında sökülüp başka bir yerde muhafaza edilmiş, savaştan sonra da tekrar yerine konmuş. Beirut Souks ve Yıldız meydanı da Downtown’da bulunuyor. Beirut ortadoğunun Paris’i olunca burası da doğal olarak ortadoğunun “Şanzelize”si oluyor 🙂

aylak-adam-seyahat-blog-lübnan-beyrut-modern-binaların-olduğu-yer

 

Harissa

Beyrut’u tepeden görmek isteyenlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer. Beirut’a 20 dk mesafede Jounieh kasabasının üstünde Hristiyanların Hac yapmak maksadıyla geldikleri yer. Yukarı teleferikle çıkılıyor. Tepede muhteşem bir Akdeniz manzarasıyla karşılaşacaksınız. Tepenin en üst noktasında kolları açık 15 Ton ağırlığındaki kocaman bir Meryem Ana heykeli bulunuyor. Üstte Meryem Ana heykelinin hemen yanında bir de kilise bulunuyor. Kilisenin bir kat altında cafeler bulunuyor. Manzara eşliğinde çay, kahve veya nargilenizi içebilirsiniz. Heykel 1908 yılında oraya konmuş. Mayıs 1997’de Papa 2. Johannes Paul, Eylül 2012’de de Papa 16. Benedikt burayı ziyaret etmiş. Ayrıca her gün binlerce insanın uğradığı bir mekan burası. Jounieh’ten Beirut’a kadar sahillerin oluşturduğu sinerjiyi izlemek istiyorsanız mutlaka uğramalısınız. Benim için Beirut’un olmazsa olmazı

 

Jeita Grotto-Sarkıt Mağarası 

Beyrut’a yarım saat mesafede bulunan sarkıt mağaradır. Lübnan’da en çok ziyaret edilen yerlerden biri ve dünyanın en güzel mağaraları arasında gösteriliyor. Dünyanın 7 harika oylamasında kıl payı kaybeden bir yer. Mağaranın toplam uzunluğu 9000m’dir. Salonlardan birinde yapılan bir ölçüme göre tavandan nehre 108 m mesafe bulunuyor. Mağara üst ve alt bölüm diye iki kısma ayrılmış. Üst kısımda sarkıtlardan oluşan mağarayı gezebilir, alt kısımda ise küçük bir botla mağara içinde bulunan nehri gezebilirsiniz. Üst kısmı gezdikten sonra turistler için yapılmış bir trenle alt kısma geçebilirsiniz. Üst kısımda ayrıca dünyanın en büyük sarkıtı 8.2m bulunuyor. İçeride fotoğraf çekmek yasak, girişte cep telefonu ve kameralarınızı bırakmanız gerekiyor. İçeride ayrıca dikkat eden görevliler var. İlk bakışta bir mağara neden ziyaret edilir ki diye düşünebilirsiniz ama ziyaret ettikten sonra fikriniz değişecektir. Biz sabahtan erken çıkıp aynı gün hem Harissa’yı hem de Jaita Grotte’yi ziyaret etmiştik. Size de bu şekilde yapmanızı tavsiye ederim, böylece iki önemli yeri aynı günde görmüş olursunuz.

aylak-adam-seyahat-bloğu-lübnan-beyrut-yeşil-dağ-anıtı

 

 

Sonuç

Beyrut görülmeye değer bir şehir. Yalnız bir Ortadoğu ülkesinden beklemeyeceğiniz kadar pahalı bir şehir. Hem Fransız kültüründen hem de oryantal dünyadan esintiler bulabileceğiniz güzel bir şehir. Gezi boyunca herhangi bir sıkıntıya rastlamadık. Lübnan’ın sınır bölgeleri için terör uyarısı yapılsa da Beyrut ve civarı tamamen güvenli. Gezi boyunca internet sıkıntısı yaşadık, internet çok pahalı. Yanlış hatırlamıyorsam 1 GB internet için 40 dolar civarında bir ücret istemişlerdi. Ülke genelinde internet fiyatları pahalıymış. Gitmişken geleneksel Arap yemeklerinden yemeyi de ihmal etmeyin. Özellikle Abdel Wahab restoranı tavsiye ederim. Biz gittiğimizde asıl yeri tadilattaydı o yüzden ABC AVM‘deki yerinde yemiştik. Özellikle mezeleri meşhur. Fattuş, Humus, Mutabbal, Tabule, Kibbe ve Manus yiyebilirsiniz. Bir de Jellab isminde özel bir içecekleri var. Gül suyu ve üzümden karışım bir şurup diyebiliriz. İçinde hurma, Cam fıstığı, badem ve fındık bulunuyor. Geleneksel olarak soğuk servis ediliyor. Biz 4 gün boyunca Beirut merkez, Harissa ve Jetta Grotto‘ya gidebildik. Bunun dışında görülmesi gereken Baalbek ve Byblos antik kenti ve Beka vadisi var, fakat beka vadisini güvenlik gerekçesiyle tavsiye etmiyorum.

Fairuz

Beyrut denince Fairuz‘a da değinmeden geçmemek lazım. Kendisi Beyrut‘ludur. Ortadoğu‘nun en büyük sanatçılarından birisidir. Özellikle “Le Beirut” şarkısı çok özeldir. Bana göre yeryüzünde bir şehire yakılmış en güzel türkü. Şarkı Beyrut‘un savaş dolayısıyla kaybolan yıllarından bahsediyor. Fairuz şu dünyada dik durabilen ender sanatçılardan birisidir. İç savaş sırasında bile Beyrut‘u terketmemiş, diğer ülkelerden gelen sığınma ve iş tekliflerini reddetmiştir. Savaş sırasında hangi cepheden olursa olsun, savaşanlar Fairuz‘un şarkılarıyla teselli bulmuşlar. Bu özelliği de gerçekten halkın ve her kesimin sanatçısı olduğunu gösteriyor. Cezayir Lideri Bumedyen Fairuz‘dan özel bir konser vermesini istemişti, Fairuz da “ben halkın sanatçısıyım, şarkılarımı da bir kişi için değil halk için söylerim” diyerek teklifi reddetmişti. Lübnan‘da şüphesiz Fairuz ve şarkılarıyla da karşılaşacaksınız. Gitmeden önce biraz bilgi edinirseniz yabancılık çekmezsiniz 🙂

Son olarak ekte bahsettiğim türküyü ve Fairuz‘la ilgili güzel bir yazıyı paylaşıyorum. https://kronoshaber.com/tr/feyruz-yildizlarin-sarkisi/

Gezimden kareler

Bu Blogu paylaş

Merhaba, ben Aylak Adam

Seyahat etmek benim en büyük tutkum! Yeni kültürler keşfetmek, insanlarla tanışmak ve onların hikayelerini dinlemek benim için bir mutluluk kaynağı. Seyahat blogumda seni heyecan dolu maceralarıma davet ediyor, ilginç karşılaşmaları paylaşıyorum. Sürükleyici seyahat deneyimlerimde kendini kaybederek hikayelerimden ilham alabilirsin. Birlikte gezip gördüklerimizi keşfederken keyifli anlara tanık olalım!

Beni instagram´da takip et

Gezi değerlendirmem

Yeme ve İçme
★★★★

Konaklama
★★★★

Aktiviteler
★★★★★

Ulaşım
★★★★★

Yorum bırak

Bu muhteşem bir seyahat ülkesi – orada daha önce tatil yaptın mı? Hangi şehirleri ve yerleri ziyaret ettin? Benimle bu blog yazısının yorumlarında deneyimlerini ve ipuçlarını paylaşırsan çok sevinirim. Mükemmel bir seyahat için ek önerilerin var mı? Deneyimlerin ve ipuçların benim için çok değerli!

En son eklenen gezilerim

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Tuna Nehrinin iki böldüğü şehirde bir yakasında bulunan "Budin" ve diğer yakasında bulunan "Peste"nin birleşmesiyle oluşmuştur. Barok ve Gotik mimarisinin süslediği Budapeste’te Osmanlı'ya ait esintiler de bulacaksınız. Bir yanda Rönesans tan kalma binaları gezerken...

Beni takip et

İsviçre’de Keşfedilecek Gizemli Rotalar: Alplerden Ren Nehri’ne En İyi Gezilecek Yerler

İsviçre’de Keşfedilecek Gizemli Rotalar: Alplerden Ren Nehri’ne En İyi Gezilecek Yerler

İsviçre’de Keşfedilecek Gizemli Rotalar: Alplerden Ren Nehri’ne En İyi Gezilecek Yerler

Alp Dağları ile Jura Bölgesi’nin arasında bulunan İsviçre, doğa ve tabiat açısından dünyanın en güzel ülkelerinden biri

Alp Dağları ile Jura Bölgesi‘nin arasında bulunan İsviçre, doğa ve tabiat açısından dünyanın en güzel ülkelerinden biri. Almanya, Fransa, Liechtenstein ve İtalya‘ya sınır. Özellikle saat, çikolata ve peyniriyle de meşhur. Ülkenin anadili Almanca olsa da, İsviçre Almancası (Almancaya çok yakın), Fransızca, İtalyanca ve Flamanca da konuşuluyor. Bulunduğunuz bölgeye göre değişiyor, örneğin İtalya sınırındaysanız çevrede genellikle İtalyanca konuşulur. İsviçre, İngiltere ile birlikte Avrupa Birliği üyesi olup Euro Bölgesi‘ne üye olmayan iki ülkeden biridir. Aslında İsviçre için hangi mevsimde gidilir, nereler gezilir diye sormanıza gerek yok çünkü her mevsimde gidilip her yeri gezilebilir. Ama ben sadece kendi gördüğüm yerleri sizlerle paylaşacağım.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-mavi-bulutlu-gökyüzü-dağlar-yeşillik-kapakresmi

İsviçre’de gezilecek yerler

İlk önce bir turla başlamak istiyorum. Bernina Express: Çok özel bir hatıra kalmasını istiyorsanız kesinlikle bir Bernina Express tren turuna katılmanız gerekir. Alp Dağları‘nın içinden geçen tek tren. İsviçre’nin güneyinden başlayıp İtalya‘nın kuzeyine kadar devam ediyor. Yolculuk esnasında 55 tünel, 150 yerleşim yeri, 196 köprüden geçip 4500 metre yüksekliğe çıkıyor ve toplam 300 KM mesafe alıyor. Tur boyunca Alp dağları, küçük köyler, ovalar, nehirler, dereler, şelaleler yani doğayı canlı canlı yaşayabilirsiniz. Tur Chur şehrinden hareket edip tekrar aynı şehirde sona eriyor. Sabah erken saatlerde seyahat başlıyor. Rutin şeyleri sevmeyenlere tavsiye edilir…

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-kırmızı-yolcu-treni-büyük-köprü

Zürih’te gezilecek yerler

İsviçre’nin en hareketli şehri. İş dünyası, alışveriş ve modanın merkezi. Aynı zamanda dünyanın en pahalı şehri. Gerçi ben Londra’ya gittikten sonra o konuda fikrim biraz değişti ama güncel istatistikleri bilmiyorum. Zürih’in de içinden nehir geçtiği için doğal olarak güzel bir şehir oluyor.

Demiryolu gar yolu

Avrupa’nın en pahalı alışveriş caddelerinden birisi. Gelin görelim bari ☺

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-tranvayların-geçtiği-merkezden-bir-foto

Limmatquai

Limmat nehri’nin hemen kıyısında bulunan cadde. Cafeler ve restoranlar‘ın bulunduğu caddede dinlenebilir veya bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.

Niederdorf

Grossmünster yakınlarında olan bu küçük köyün caddeleri butik dükkanlarla, cafe‘lerle ve kitapçılarla dolu. Trafiğe kapalı dar sokaklarda özellikle el sanatları ile ilgili eşyalar bulabilirsiniz. Tarih, mimari ve alışverişin sanatla buluştuğu güzel bir köy.

Zürih Üniversitesi

Sadece meraktan bir de üniversiteyi ziyaret ettik. İçinde çok büyük bir de zooloji müzesi bulunuyor. İçinden Polyterasse‘ye geçip Zürih’i bir de tepeden izleyebilirsiniz.

 

 

Luzern’de gezilecek yerler

Kapellbrücke (Sapel Köprüsü):

Luzern’in sembolü olan ahşap köprü 14. yüzyılda yapılmıştır. Dünyadaki en eski ahşap köprüdür. Reuss nehrinin üzerinde çapraz bir şekilde bulunan bu köprü, zamanında şehri düşmanlardan savunmak için inşa edilmiştir. İçi üçgen tablolara çizilmiş resim ve çiçeklerle süslenmiştir.

Altstadt

Nehir şehri eski ve yeni şehir diye ikiye ayırıyor. Turistik mekanlar ve alışveriş yerleri genellikle eski şehir tarafında kalıyor. Gölü arkınıza alınca nehrin sağ tarafı eski şehir olmuş oluyor ☺

Franziskan Kilisesi

13. yüzyılda Barok mimarisiyle yapılmış estetik kilise. İçerisinde duvarlar ve tavan çeşitli ikonlarla dolu. En dikkat çekeni ise Franziskan’ın göğe yükseldiği resimdi.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-Franziskan

Schaffhausen’da gezilecek yerler

 

Rheinfall (Ren Şelalesi)

Bu şelale Avrupa’nın en büyük selalesidir. Saniyede ortalama 550.000 Litre su akıyor. Müthiş bir debisi ve uğultusu var. Laufen kalesinden tepeye çıkıp bu muazzam manzarayı izleyebilirsiniz. Kalenin içinde ayrıca Schaffhausen ve Ren Şelalesi ile ilgili tarihi bilgiler ve resimler bulunmakta.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-şelale-göl-yeşillik-uzakta-binalar-saraydan-çekilmiş-foto

 

Bern’de gezilecek yerler

 

Suisse Stadı

Tarihi Wankdorf Stadyumu. 1954 yılında oynanan ve Almanların Macarlara karşı kazanarak Dünya Şampiyonu olduğu tarihi stadyum. Dünya savaşından çıktıktan 9 yıl sonra otoriteleri altüst edip bu stadyumda Dünya Şampiyonu olmuşlardı.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-güney-d-Wankdorf

Einstein Müzesi

Albert Einstein’ın hayatının resim ve belgelerle anlatıldığı müze. 1905-1905 yılları arasında Einstein Bern’de yaşamış ve bazı çalışmalarını Bern’deyken yapmıştır. Müzede 550 adet orijinal eser ve belge bulunuyor. 1000 metrekare alana kurulu müzede 70’e yakın film gösteriliyor. Einstein’in özel ve bilimsel hayatıyla ilgili birçok gizemli bilgiyi burada bulabilirsiniz. Ayrıca ikinci dünya savaşı ve Hiroşima ile ilgili film ve belgeler de bulunuyor.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-tarihi-bir-bina-girişinde-iki-aslan-heykeli-var

Einstein Haus (Einstein’in Evi)

Kramgasse 49 numarada küçük bir binanın 2. katında bulunuyor ev. İzafiyet teorisi çalışmalarını da bu evde yapmıştır. Evde Einstein’dan kalan mobilyalar ve eşyaları bulunuyor. Biz gittiğimizde kapalıydı, dolayısıyla içini ve mobilyaları göremedik. Ayrıca 3. katta da Einstein’in ev hayatını anlatan 20 dakikalık bir video hazırlanmış.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-albert-einstein-kaldığı-ev

 

Altstadt

Orta çağ mimarisinin tipik örnekleriyle dolu olan eski şehir, 1983’ten beri UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunuyor. Aare Nehri’nin kuşattığı eski şehirde restoranlar, kafeler, butik dükkanlar, pastaneler ve galeriler bulunuyor. Ayrıca tepeye çıkıp Aare Nehri ve eski şehrin buluşmasını izleyebilirsiniz. Tepeden Orta Çağ şehri görüntüsü veriyor. Bizim gidemediğimiz fakat tavsiye edilen bir de Gurten Tepesi var. Oraya da teleferikle çıkıp bütün şehri seyredebilirsiniz.       

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-şehir-içinden-geçen-nehrin-resmi-karşıda-tarihi-binalarda-var-Zürich -kapakresmi

 

Basel’de gezilecek yerler

 

Altstadt (Eski Şehir)

Basel’in eski şehri Avrupa’nın en eski ve bozulmamış eski şehirlerinden birisidir. Biz öğleden sonra Basel’e gidip gece tekrar döndüğümüz için çok fazla kalamadık. Ama akşam da ışıklandırmalarıyla birlikte şehir güzel bir hale bürünüyor. Cadde boyu barlar ve kafeler bulunuyor. Sadece yarım gün kaldığımız için Basel ile ilgili söyleyebileceğim şeyler bunlar.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-gece-sokak-cafe

Emmental Süt Ürünleri Gösterisi

Nasıl tam tercüme edilir bilmiyorum ama “peynirin yapılışı” diyebiliriz. Emmental markası peynirlerin nasıl yapıldığını izleyip bilgi alabileceğiniz bir fabrika. Sütün gelmesinden peynirin satışa hazır hale gelmesine kadar bütün aşamalar anlatılıyor. Hem modern hem de geleneksel olarak peynirin hazırlanışını izleyebilirsiniz. Tesislerde bulunan restoranda da taze peynirin tadına bakabilirsiniz. Ayrıca çıkışta bir de hediyelik peynir alabileceğiniz bir dükkan da bulunmaktadır.

aylak-adam-seyahat-blog-isviçre-Emm-süt-fabrikasının-içi-çeşitli-makınlar

Sonuç

İsviçre her köşesiyle görülmeye değer bir ülke. İlgi alanınıza göre her türlü turistik gezi düzenleyebilirsiniz. Benim size tavsiyem, gezilecek çok yer olduğu için yakın ülkelerden geliyorsanız arabayla gidin, yoksa orada araba kiralayın. Burada da rehber şart değil.

 

 

Gezimden kareler

Bu Blogu paylaş

Merhaba, ben Aylak Adam

Seyahat etmek benim en büyük tutkum! Yeni kültürler keşfetmek, insanlarla tanışmak ve onların hikayelerini dinlemek benim için bir mutluluk kaynağı. Seyahat blogumda seni heyecan dolu maceralarıma davet ediyor, ilginç karşılaşmaları paylaşıyorum. Sürükleyici seyahat deneyimlerimde kendini kaybederek hikayelerimden ilham alabilirsin. Birlikte gezip gördüklerimizi keşfederken keyifli anlara tanık olalım!

Beni instagram´da takip et

Gezi değerlendirmem

Yeme ve İçme
★★★★

Konaklama
★★★★

Aktiviteler
★★★★★

Ulaşım
★★★★★

Yorum bırak

Bu muhteşem bir seyahat ülkesi – orada daha önce tatil yaptın mı? Hangi şehirleri ve yerleri ziyaret ettin? Benimle bu blog yazısının yorumlarında deneyimlerini ve ipuçlarını paylaşırsan çok sevinirim. Mükemmel bir seyahat için ek önerilerin var mı? Deneyimlerin ve ipuçların benim için çok değerli!

En son eklenen gezilerim

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Budapeşte: Tarih ve Kültürün Buluştuğu Orta Avrupa’nın İncisi

Tuna Nehrinin iki böldüğü şehirde bir yakasında bulunan "Budin" ve diğer yakasında bulunan "Peste"nin birleşmesiyle oluşmuştur. Barok ve Gotik mimarisinin süslediği Budapeste’te Osmanlı'ya ait esintiler de bulacaksınız. Bir yanda Rönesans tan kalma binaları gezerken...

Beni takip et