İspanya’ya hem Galatasaray’ın Real Madrid’le yapacağı maçı izlemeye hem de gezmeye gitmiştim.

Madrid’de fazla kalmadım, o yüzden Madrid’le söyleyebileceğim pek fazla şey yok. Madrid’den arabayla güneye Endülüs‘e geçtim. Endülüs‘le ilgili anlatılacak çok şey var.

Afrika ile Avrupa‘nın buluşma noktasıdır Endülüs. Kırmızı renginin en çok yakıştığı bölge. Müzik, kırmızı şarap ve Flamenco‘nun memleketi. Sanat‘ın ve estetik‘in buluşma noktası. Endülüs‘te birçok medeniyetin ve kültürün imzasını ve izini bulabilirsiniz. Yunanlar, Fenikeliler, Romalılar, Emeviler dönem dönem bulunan Yahudiler ve Avrupalı kavimler. Her medeniyetten geriye bir şeyler kalmış. Endülüs‘ün İslam tarihinde de çok önemli bir yeri var. Tarık bin Ziyad ve askerleri Endülüs‘ü fethettikten sonra burada bir İslam medeniyeti kurulmuş ve 600 küsur yıl ayakta kalmış. Dolayısıyla bir iz de bırakmışlar, İspanyolca dilinde kelimelerin %15’i Arapça‘ya dayanıyor. Endülüs Emevi medeniyetinin tarihine girmeyeceğim, ama bir iki örnekle durumu özetlemek istiyorum.

Bundan bin yıl önce Endülüs‘te açık kalp ameliyatı ve beyin ameliyatı yapılıyordu, siz ilim‘de ne kadar ileri gidildiğini düşünün artık. Endülüs‘ün olmazsa olmazları; Cafe Cantantes (Şarkı kafeleri), ilki 1912’de Sevilla‘da açılan ve Flamenco‘nun halka ulaşmasını sağlayan kafeler. Daha önceleri Flamenco, çingeneler‘in sokak aralarında sergiledikleri bir oyundu. Bir akşamınızı ayırın, bir flamenco ziyafeti izleyin. Flamenco ilginç bir sanat, Arap, İspanyol, Yahudi, Roma ve Çingene kültürünün bir sahnede toplanması. Yahya Kemal Beyatlı‘nın “Endülüste Raks” şiirinde ismini belirtmeden anlattığı müzik ve dans formudur. Boğa güreş arenaları, fırsatınız varsa buraları da ziyaret edin. Az sonra gezilecek yerler listesinde diğer ayrıntılara değineceğim.

Roman Köprüsü

Roman Köprüsü: Guadalquivir nehri üzerine inşa edilmiş Romalılar‘dan kalma tarihi köprü. “Game Of Thrones” dizisindeki Roma Köprüsü diye geçen köprü aynı zamanda… Flores Sokağı: Mescidin hemen arkasında bulunan ve turistlerin ziyaret yeri olan yer. Çok renkli ve dar bir sokak. Yahudi Bölgesi: Roma döneminde Yahudiler‘in yaşadığı sokak. Araç trafiğine kapalı ve büyük bir mahalle. Yılın belirli günlerinde burada festivaller de düzenleniyor.

 

Córdoba’da gezilecek yerler

Kurtuba Mescidi (La Mezquita)

Eski bir Yahudi mahallesinde bulunan bu mescit Romalılar döneminde inşa edilmiş, daha sonra Müslümanlar‘ın Endülüs‘ü fethetmesiyle beraber camiye çevrilmiştir. 50.000 insanın aynı anda namaz kılabilecek kadar geniş bir yapısı vardır. 1236 yılında Kral Ferdinand tarafından tekrar kiliseye çevrilmiştir. Bugünlerde ise müze olarak faaliyette… Roman Köprüsü: Guadalquivir nehri üzerine inşa edilmiş Romalılar‘dan kalma tarihi köprü. “Game Of Thrones” dizisindeki Roma Köprüsü diye geçen köprü aynı zamanda… Flores Sokağı: Mescidin hemen arkasında bulunan ve turistlerin ziyaret yeri olan yer. Çok renkli ve dar bir sokak. Yahudi Bölgesi: Roma döneminde Yahudiler‘in yaşadığı sokak. Araç trafiğine kapalı ve büyük bir mahalle. Yılın belirli günlerinde burada festivaller de düzenleniyor.

 

Granada’da gezilecek yerler

Meksikalı bir şairin sözüyle Girnata dosyamızı açalım; “Ona sadaka verin bayan, çünkü Granada‘da kör olmak kadar kötü bir şey yoktur”.

Alhambra Sarayı

1001 gece masallarında anlatılan muhteşem saray. İslam mimarisinin ulaştığı zirve noktalardan bir tanesi. Adından da anlaşılacağı gibi “Kızıl Saray”. İç içe geçmiş saraylar bütünlüğü de diyebiliriz. Birçok sarayı içinde bulunduran bir kompleks de diyebiliriz. Sadece yapımı 120 yıl sürmüş. Aynı zamanda Granada‘nın da sembolü. Dış kapısından içeri girdiğinizde, bir alemden diğer bir aleme geçmiş gibi oluyorsunuz. Bu tarz yerlere mutlaka bir rehber eşliğinde gitmelisiniz ve biletlerinizi önceden online ayırtmalısınız. Günlük belirli sayıda ziyaretçi aldıkları için dışarıda kalabilirsiniz. Müslümanlar‘ın yaptırdığı saraya girişte 20 Euro ödedik, o paranın tamamı da Vatikan’a gidiyormuş, bu da herhalde tuhaf bir ironi ☺.

 

Sacromonte

Darro nehri’nin diğer tarafında kalan bölge ve tepenin adı. Flamenco merkezleri ve mağara evleriyle meşhur. Bu mağara evlerini ziyaret edebilir, hatta bazılarında geceleyebilirsiniz. Bu bölge aynı zamanda çingene kültürünü de yakından görebileceğiniz bir bölgedir. Toplumun kenarında ıssızlaştırılmış, zor şartlar altında yaşayan çingenelerin hikayelerini dinleyebilirsiniz.

Málaga’da gezilecek yerler

Ünlü ressam Picasso’nun doğduğu sahil şehri

Málaga Katedrali

16. yy’da yapımına başlanan ve yapımı 200 yıl süren kilise. Málaga limanına 200 metre mesafede. İç mimarisinde Rönesans ve Barok tarzını görebilirsiniz.

Castillo de Gibralfaro Kalesi

140 metre yükseklikte bulunan özel bir saray. İsmini Arapçada “Gebel Faro” (Kayalıkların Feneri) almış. Yukarı çıktığınızda şehrin ve denizin muhteşem manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Özellikle Boga Güreş Arenasını gözlemleyebiliyorsunuz. Açık havalarda Cebeli Tarik Boğazını da buradan görebilirsiniz. Bir dönem hapishane olarak da kullanılmış bir yer. Mağrib mimarisinin İspanyol kültürüyle buluştuğu tarihi bir yapı.

Picasso Müzesi

Büyük ressam Picasso’nun doğduğu eve çok yakın bir yerde, Palacio Buenavista’da, San Agustín caddesinde kendisi adına yapılmış müze. Öldükten sonra doğduğu şehirde bir müzesinin olmasını isteyen Picasso’nun bu isteği Málaga belediyesi tarafından gerçeğe dönüştürüldü. Ailesinin Málaga belediyesine Picasso’nun eserlerini vermesiyle bu müze açılabildi.

Sonuç

Hem tarihi hem de kültürel zenginlik açısından ziyaret edilmesi gereken bir yer Endülüs. Benim gidemediğim, fakat görülmesi gereken yerler de var. Özellikle Sevilla ve Cadiz şehirleri. Bunun yanı sıra Tarik bin Ziyad’ın gemilerini çıkarma yaptığı ve yaktığı yer de ziyarete gidilebilir. Endülüs’te doğu ve batının buluşmasını bulabilirsiniz.